Kazım Karabekir'in Hayatı / 2

Katılım
8 Haz 2022
Konular
16
Mesajlar
81
Çözümler
1
Tepki puanı
432
Puanları
2,710

Çanakkale Cephesi sonrası

Çanakkale Cephesi'ndeki taarruz savaşlarının, siper muharebelerine dönüşmesi ile birlikte, Gelibolu'dan alınarak 26 Ekim 1915 tarihinde İstanbul'daki 1. Ordu Kurmay Başkanlığı'na atandı. Daha sonra da 6. Ordu Kurmay Başkanı olarak Irak Cephesine gönderildi. Bu arada Gelibolu'daki başarılarından dolayı "Üç Yıl Savaş Zammı" alarak 14 Aralık 1916 tarihinde Mirliva rütbesine terfi etti ve "Paşa" oldu.
Almanya'dan ikinci kez "Alman Demir Haç Nişanı" aldı. 24 Nisan 1916 tarihinde Kût'ül-Amâre'yi kuşatmakta olan 18. Kolordu Komutanı olarak görevlendirildi.
Bu cephedeki başarılarından dolayı 8 Şubat 1917 tarihinde yeniden "Altın Muharebe Liyakat Madalyası" ile taltif edilerek "İki Yıllık Kıdem Zammı" verildi.
Kafkasya Cephesi Cafer Tayyar Paşa ile o yıllarda yapılabilen karşılıklı yer değiştirme (becayiş) usulü ile Kafkas Cephesindeki 2. Kolordu Komutanı olarak atandı.
Bu Kolordu Van Gölü'nün güney mıntıkası, Bitlis, Muş, Murat Çayı ve Palu Doğusu'na kadar olan geniş bir araziyi savunmakla görevlendirildi.
Bu dönemde Osmanlı Devleti, toplam dört kolordusu olan iki ordusunu Van Gölü ile Karadeniz arasında bulundurmaktaydı.
Bu orduların en güneyde olanı komutanı olduğu 2. Kolordu idi.
Bu kolorduda on aya yakın bir süre görev yaptı. Bölgedeki başarılarından dolayı 23 Eylül 1917 tarihinde padişah iradesiyle "Kılıçlı İkinci Mecidi Nişanı" ile taltif edildi. 2 Mart 1919 tarihinde Erzurum'daki 15. Kolordu Komutanlığı'na atandı.

kazım karabekir-670x328.jpg

Kafkasya Cephesi​


Cafer Tayyar Paşa ile o yıllarda yapılabilen karşılıklı yer değiştirme (becayiş) usulü ile Kafkas Cephesindeki 2. Kolordu Komutanı olarak atandı.
Bu Kolordu Van Gölü'nün güney mıntıkası, Bitlis, Muş, Murat Çayı ve Palu Doğusu'na kadar olan geniş bir araziyi savunmakla görevlendirildi.
Bu dönemde Osmanlı Devleti, toplam dört kolordusu olan iki ordusunu Van Gölü ile Karadeniz arasında bulundurmaktaydı.
Bu orduların en güneyde olanı komutanı olduğu 2. Kolordu idi. Bu kolorduda on aya yakın bir süre görev yaptı.
Bölgedeki başarılarından dolayı 23 Eylül 1917 tarihinde padişah iradesiyle "Kılıçlı İkinci Mecidi Nişanı" ile taltif edildi. 2 Mart 1919 tarihinde Erzurum'daki 15. Kolordu Komutanlığı'na atandı.

Kurtuluş Savaşı​


Türk Kurtuluş Savaşı'nı başlatan komutanların arasında Anadolu'ya ilk geçen komutan oldu.
19 Nisan 1919 tarihinde Trabzon'a geldi. 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun'a çıkarak Türk Kurtuluş Savaşı'nı başlatmış olan 9. Ordu Müfettişi Mirliva Mustafa Kemal Paşa'nın İstanbul'daki Osmanlı padişahı Mehmed Vahdettin ile haberleşmeleri sonucu görevinden istifa etmesi üzerine, İstanbul'dan bizzat kendisine gönderilen ve Mustafa Kemal Paşa'yı tutuklamasını emreden telgrafa rağmen Ben ve kolordum emrinizdedir. Paşam! sözünü söyleyerek Mustafa Kemal Paşa'nın emrine girdi.
Ardından Erzurum Kongresi'nin düzenlenebilmesi için büyük gayret gösterdi ve askeri güvenliği sağladı.
93 Harbi sırasında Rus Çarlığına kaybedilen Sarıkamış, Kars, Ardahan, Artvin ve Batum'u Eylül 1920 tarihinde kurtarıp, Türkiye'nin doğu sınırlarında Misak-ı Milli'yi gerçekleştirdikten sonra 31 Ekim 1920 tarihinde TBMM tarafından Ferik rütbesine terfi ettirildi.

Doğu Cephesi​


Doğu Cephesi Mustafa Kemal, İtilaf Devletleri’nin doğuda Bolşeviklerle birleşmemize engel olmak amacıyla Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan’dan ibaret bir Kafkas bloku kurarak, memleketin işgal edilmesinden endişelenmiştir.
Mustafa Kemal, 6 Şubat 1920 tarihinde Kazım Karabekir’e taarruz planı hakkındaki düşüncelerini bildirmiştir. Doğu Cephesi’nde seferberlik yapılması. Kafkas hükümetleri ile görüşülüp bize karşı durumlarının anlaşılması.
Devlet içinde teşkilatın kuvvetlendirilmesi, silah, cephane ve malzemenin teslim edilmeyerek gerekirse zor kullanılması. En önemli görev olarak da İtilaf Devletlerinin zaman kazanmasına engel olunması, önemle istenmektedir.

Mustafa Kemal Paşa, Nutuk'ta "Kâzım Karabekir Paşa ve adamları Kurtuluş Savaşı'nda canları pahasına savaşarak galip geldiler.
Bu galibiyet sadece onların değil bütün Türk milletinin galibiyetidir." diyerek onun başarılarını takdir etti.

Savaştan sonra Doğu Cephesi'nde gösterdiği başarılardan dolayı TBMM tarafından Kırmızı-Yeşil şeritli İstiklâl Madalyası ile taltif edildi.

Sovyet Rusya-TBMM İlişkileri açısından Kâzım Karabekir Paşa​


Sovyet Rusya ile imzalanacak dostluk antlaşması için Bekir Sami Bey başkanlığında bir delegasyon, 11 Mayıs 1920 tarihinde Ankara’dan hareketle 19 Temmuz 1920'de Moskova'ya ulaştı. Dostluk antlaşmasının esasları 24 Ağustos 1920 tarihinde hazır olmakla beraber, Bekir Sami Bey'in bu antlaşmayı imzalaması mümkün olmadı. Çünkü Sovyet Rusya, Bitlis, Van ve Muş illerinin Ermenistan'a terk edilmesini istedi.

Fakat Kâzım Karabekir Paşa komutasındaki Türk kuvvetleri Eylül 1920 tarihinde taarruza geçip, Brest-Litovsk Antlaşması ile Türkiye'ye verilen ve Misak-ı Milli hudutları dahilinde olan Sarıkamış, Kars, Ardahan, Artvin ve Batum'u aldıktan sonra Gümrü'yü de ele geçirince, Menşevik iktidarı altındaki Ermeni hükûmeti barışa yanaşmak zorunda kaldı ve 3 Aralık 1920 tarihinde Ermenistan ile Gümrü Antlaşması imzalandı. Bu arada, Bolşevikler de Ermenistan'da iktidarı ele geçirmişlerdi. Bu şekilde Ermenistan meselesi kendiliğinden çözümlenmiş oluyordu. Kazanılan bu zaferler üzerine Sovyet Rusya, Millî Mücadele'ye daha fazla önem vermeye başladı

3 Aralık 1920 tarihinde TBMM Murahhası sıfatıyla Gümrü Antlaşması'nı imzaladıktan sonra; 18 Ekim 1921 tarihinde biten Kars Konferansı'na Türkiye Baş Murahhas olarak katıldı. Ayrıca bu konferansa başkanlık yaparak; 13 Ekim 1921 tarihinde Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan ile Kars Antlaşması'nı imzaladı. Kütahya-Eskişehir Muharebeleri'nden hemen sonra yapılan Sakarya Meydan Muharebesi sonrasına denk gelen bu antlaşma ile Batum'un Sovyetler Birliği'ne terk edilmesi karşılığında karşı taraftan belli miktarlarda silah, cephane ve altın alınacaktı.

 
  • Beğen
Tepkiler: Sayko
Katılım
20 Haz 2022
Konular
6
Mesajlar
111
Tepki puanı
45
Puanları
2,760
Konu gayet detaylı ve bilgi verici, emeğine sağlık. Diğer bir konuda İsmet İnönü'nün hayatını anlatma şansın var mı?