Kazım Karabekir'in Hayatı / 1

Katılım
8 Haz 2022
Konular
16
Mesajlar
81
Çözümler
1
Tepki puanı
432
Puanları
2,710
Musa Kâzım Karabekir (23 Temmuz 1882, İstanbul - 26 Ocak 1948, Ankara ), doğum adı Musa Kâzım Zeyrek, Türk asker ve siyasetçi. "Alçıtepe Kahramanı" namıyla tanınır. Türk Kurtuluş Savaşı'nı başlatan komutanların arasında yer alarak Doğu Cephesin'de gösterdiği başarılardan dolayı Kırmızı-Yeşil şeritli İstiklal Madalyası ile taltif edildi. Afşar Türklerinden olup soyu Karamanoğulları'na dayanmaktadır

İlk yılları ve eğitimi​


Jandarma Alaybeyi Mehmed Emin Bey'in oğlu olarak 23 Temmuz 1882 tarihinde İstanbul'da doğdu

Kazım Karabekir, İstanbul Zeyrek'te ilkokula başlamıştır. Babası Mehmet Emin Paşa’nın Mekke’ye tayin olmasıyla eğitimini burada devam ettirmiştir.

Mehmet Emin Paşa’nın ölmesiyle, Kazım Karabekir ailesi ile birlikte İstanbul’a gelmiş ve 1894 yılında Fatih Askeri Rüştiyesi’ne gitmiştir.

1897 yılında Kuleli Askeri İdadisine girmiş ve bu okulu 1899 yılında bitirmiştir. 1902 yılında Harbiye Mehtebi'ne, 1905 yılında Mekteb-i Erkan-ı Harbiye'den mezun oldu.


Askerî kariyeri​

1907 yılında Enver Paşa ile birlikte İttihat ve Terraki Cemiyeti'nin Manastır şubesini kurdu. 1909'da 31 Mart Olayı'nı bastırmak için kurulan Hareket Ordusu'na katıldı. 1912 yılında 1. Balkan Savaşı'nda yer aldı.

I. Dünya Savaşı​

Avrupa'nın genel bir savaşa sürüklendiği bu dönemde görevli olarak Paris'te bulunmaktaydı. Fakat bu durumu fark etti. 14 Temmuz 1914 tarihinde İstanbul'a geri döndü.
3 Ağustos 1914 tarihinde Genelkurmay II. (İstihbarat) Şube Müdürü olarak görevlendirildi. Savaş konusundaki düşünceleri, İstanbul ve Çanakkale boğazlarını kuvvetlendirmek, boğazlardaki kuvvetleri desteklemek, savaşa girmekten mümkün olduğunca kaçınmaktı.

Genelkurmay'daki görevini devam ettirirken, Konya'ya bir soruşturma sebebiyle gönderilmişti. 29 Kasım 1914 tarihinde "Üç Yıl Hazerî Kıdem Zammı" adı ve bunun sonucunda 9 Aralık 1914 tarihinde Yarbay rütbesine terfi etti. 6 Ocak 1915 tarihinde Mürettep 1. Kuvve-i Seferiye Komutanı olarak İran Harekâtına gönderildi. Halep'e geldiğinde, 3. Ordu'nun Sarıkamış'ta büyük bir felakete uğramış olduğunu, komutasına verilen kuvvetlerin Doğu Cephesi'ne kendisinin de Süleyman Askeri Bey'in yerine Irak Havalisi Kuvvetleri Komutanlığı'na ve Basra Valiliğine atandığını öğrendi. Böylece Süleyman Askeri Bey'in yerine geçmek üzere İstanbul'a geldi.

Çanakkale Cephesi​


6 Mart 1915 tarihinde İstanbul'a gelince 5. Kolordu'ya bağlı İstanbul Kartal'da bulunan 14. Tümen Komutanlığına atandı. Bu görevde bulunduğu esnada, Marmara Denizi ve Karadeniz kıyılarının tahkimatı ile uğraştı. Ancak 14. Tümen'in Gelibolu'ya gönderilmesi ile bu bölgede Seddülbâhir ve Kerevizdere'deki (12-13 Temmuz 1915) savaşlarda bulundu. Kerevizdere'de bulunduğu sıralarda Fransızlar, Haziran'dan itibaren Zığındere ve Kerevizdere bölgelerinde taarruzlar yapmakta idi. Fransızların amacı, Türk ordusunun dikkatini güney bölgesine çekmekti. Böylece ağustos ayında Anafartalar'a yapılacak olan çıkarmanın başarısını garanti altına almak istiyorlardı. Fransızların planı amacına ulaştı ve Türk kuvvetlerinin çoğu güney bölgesine kaydırıldı. Bu amacın gerçekleşmesi için İngilizler I. Tümen ile Türk kanadına, Kereviz Dere bölgesine, 12 Temmuz sabahı saat 07.00'da taarruza başladılar. Türk tümenlerinin batıdan itibaren 1., 4., 7. ve 9. tümenleri cephede, 6. Tümen ise geride bekletilmekte idi. 7. Tümen cephesine taarruz eden İngiliz Tümeninin her iki günündeki taarruzları da başarısızlıkla sonuçlandı. 4. Tümen cephesine taarruz eden Fransızların taarruzları ise beklemedeki 6. Tümen'in de bölgede kullanılması üzerine gelişme gösteremedi. Birkaç metrelik ileri geri hareketler şeklinde gelişen muharebede oldukça fazla kan döküldü ve Türk kaybı 9700 kişiye ulaştı.

Kerevizdere Muharebeleri sırasında 5. Kolordu Komutanlığına bağlı 14. Tümen Komutanı olarak bulunmaktaydı. Bu görevi sırasında 6-13 Ağustos 1915 Muharebeleri'nde de görev aldı. Bu muharebeler sırasında İtilaf kuvvetleri Anburnu ve Anafartalar bölgesine, çıkarma ile takviye ederek yapacağı taarruza karşılık güney cephesinden Türk kuvveti kaydırılmasını engellemek amacıyla 6-7 Ağustos tarihlerinde bu cephenin merkezine Kirte istikametinde taarruzlar ettiler. Ancak her iki taarruzda zayiat verilerek püskürtüldü. Sonraki küçük çaptaki taarruzlarda sonuçsuz kaldı. Bundan sonra da bu cephede düşmanın tahliyesine kadar mevzii muharebeleri devam etti. Böylece İtilaf kuvvetleri, çıkarmanın ilk günü almayı planladığı Alçıtepe'yi ele geçiremedi. Her yönden sayıca üstün olmasına karşın Türk direnişi karşısında sadece 5 km ilerleyebildi. Bu muharebeler sırasında düşmana karşı 3.5 ay başarıyla savaştı. Askerî kişiliği açısından takdir toplayarak Muharebe Gümüş Liyakat Madalyası ile taltif edilerek Miralay rütbesine terfi etti. Ayrıca Almanya'dan İkinci Rütbeden Kron Dö Braş Kılıçlı Nişanını, Osmanlı'dan da Gelibolu Şeref Nişanı'nı ve Muharebe Madalyası'nı aldı. Eylül 1915 - 9 Ocak 1916 Mevzi Muharebeleri'nde Güney Grubu Komutanlığına bağlı 2. Bölge Komutanlığı'nda 14. Tümen Komutanı olarak görevlendirildi. Muharebeler devam ettiği sırada komutasındaki 14. Tümen, 11 Ocak 1916 tarihinde bölgeden ayrıldı.